Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) lideri Fetullah Gülen'in ölümü sonrasında örgütün nasıl bir liderlik geçişi yaşayacağı, FETÖ’nün yapısı, örgütün dinamikleri ve liderlik anlayışı göz önünde bulundurulduğunda merak edilen bir konudur.
FETÖ'nün liderlik yapısının nasıl şekillenebileceği, potansiyel adaylar ve örgütün stratejik hedefleri ışığında bir değerlendirme yapacağım.
FETÖ'nün Yapısı: Hiyerarşik ve Merkeziyetçi Yönetimdir.
FETÖ, kurulduğu günden bu yana, merkeziyetçi bir yapıya sahip olan, tüm önemli kararların Gülen tarafından alındığı ve onun çevresindeki yakın kadro tarafından uygulandığı bir örgüt olarak tanımlanır. Gülen, hem dini bir lider hem de örgütün stratejik kararlarını belirleyen bir kişi olarak tek otorite olarak hareket etmiştir. Örgüt içinde mutlak sadakat esas alınmış ve Gülen'in karizması etrafında şekillenen bir hiyerarşi oluşturulmuştur. Dolayısıyla, FETÖ elebaşının ölümü sonrasında oluşacak boşluğun doldurulması FETÖ için ciddi bir kriz anlamına gelmektedir.
Gülen’in ölümü sonrası FETÖ’nün liderlik pozisyonunu doldurmak için iki ana senaryo öne çıkabilir: tek bir liderin başa geçmesi ya da kolektif liderlik anlayışının benimsenmesi.
Her iki senaryonun da örgüt üzerindeki olası etkileri farklı olacaktır.
Potansiyel Liderlik Adayları kim ?
FETÖ’nün liderliğini üstlenecek kişi, Gülen'in hem dini hem de stratejik otoritesini devralacak yetkinlikte olmalıdır. Ancak, Gülen kadar güçlü bir karizmaya sahip bir kişinin örgüt içinde bulunup bulunmadığı belirsizdir. Bununla birlikte, öne çıkabilecek birkaç potansiyel isim ya da liderlik yapısı şu şekilde düşülnülmesi örgüt için önemlidir.
-
Yakın Çevre ve En Önemli Yardımcıları: Gülen’in yıllar boyunca çevresinde bulundurduğu isimler, örgütün yönetiminde önemli rol oynamışlardır. Özellikle FETÖ’nün ABD’deki ve Avrupa’daki yapılanmalarında görev alan, eğitim ve finans yönetiminde etkili olan bazı kilit isimler, liderlik pozisyonu için en olası adaylar arasında yer alabilir. Ancak bu isimlerin hiçbiri, Gülen kadar tanınmış ya da karizmatik değildir.
-
Yurt Dışındaki Yapılanmalar: FETÖ’nün özellikle Batı’daki (ABD, Avrupa, Afrika ve Orta Asya’daki) geniş yapılanmaları, örgütün liderliğinde etkin olabilecek unsurlar barındırmaktadır. ABD’deki okullar, dernekler ve iş dünyasındaki ilişkileri yöneten isimler, finansal kaynakları da kontrol ettikleri için örgüt içinde ağırlıklı bir konuma sahip olabilirler. Bu durumda, yurt dışındaki liderlerin örgütün başına geçme ihtimali vardır.
-
Kolektif Liderlik: Gülen'in karizması ve kişisel otoritesi düşünüldüğünde, onun ölümü sonrasında örgütte tek bir kişinin benzer bir etki yaratması zor olabilir. Bu nedenle, liderlik boşluğunu doldurmak için bir kolektif liderlik yapısına yönelinmesi muhtemeldir. Bu yapıda, örgütün farklı kademelerinden gelen isimler, stratejik kararlar alarak ve örgütü yönlendirerek bir tür kolektif yönetim modeli geliştirebilirler. Bu model, hem yurt içi hem de yurt dışındaki yapıları bir arada tutma çabası içinde olabilir.
Liderlik Sonrası FETÖ’nün Stratejik Yönelimi
FETÖ’nün liderlik değişimi, örgütün stratejik yönelimini de etkileyebilir. Fetullah Gülen’in ölümünden sonra örgüt, daha fazla gizlilik ve dışarıya kapalı bir strateji izlemek zorunda kalabilir. Çünkü Gülen'in ölümü, örgütün uluslararası desteğini ve meşruiyetini kaybetmesine yol açabilir. Batılı ülkelerde kendisini "eğitim ve hoşgörü" hareketi olarak tanıtmaya çalışan FETÖ, liderlik krizinin ardından bu imajını koruma konusunda zorluk yaşayabilir.
Ayrıca, FETÖ’nün liderlik sonrası hedeflerine bağlı olarak şu olasılıklar da değerlendirilebilir:
-
Yeni Bir Dini Liderin Öne Çıkması: Örgüt, Gülen’in ölümüyle birlikte dini bir liderin eksikliğini derinden hissedecektir. Bu bağlamda, örgüt içinden ya da dışından yeni bir dini figürün öne çıkması mümkün olabilir. Ancak bu kişi, Gülen kadar güçlü bir dini karizmaya sahip olmayabilir, bu da örgüt içinde bir güç mücadelesi başlatabilir.
-
Siyasi ve Finansal Hedefler: FETÖ, liderlik değişimi sonrasında finansal kaynaklarını koruma ve artırma çabasına odaklanabilir. Özellikle ABD ve Avrupa’daki mali ağlarını güçlendirmeye çalışarak varlığını sürdürme yoluna gidebilir. Bu bağlamda, örgüt içinde finansal ağı kontrol eden isimlerin liderlikte ağırlık kazanması olasıdır.
FETÖ İçinde Bölünme İhtimali Nedir ?
Fetullah Gülen'in ölümünden sonra, örgüt içinde bölünmeler yaşanma ihtimali oldukça yüksektir. Gülen'in karizmatik liderliği altında birleşmiş olan farklı gruplar ve kişiler, onun ölümünden sonra farklı çıkarlar doğrultusunda ayrışabilir. Bu bölünme, hem örgütün yurt dışındaki unsurları hem de içerideki kadrolar arasında gerçekleşebilir. Özellikle kolektif liderlik modeline geçiş süreci sancılı olabilir ve farklı gruplar arasında çatışmalara yol açabilir.
Örgüt içi bölünme, FETÖ’nün etkinliğini zayıflatacak en büyük tehditlerden biridir. Gülen sonrası dönemde örgütün birliğini koruyamaması, hem uluslararası arenada hem de Türkiye’deki operasyonel gücünü ciddi şekilde zayıflatacaktır
Türkiye ve Uluslararası Etkiler
Fetullah Gülen’in ölümünden sonra Türkiye’de FETÖ ile mücadele kesintisiz devam edecektir. Ancak liderin ölümü, örgütün Türkiye'deki yapılanmasının daha da dağılmasına neden olacaktır. Örgütün yurt dışındaki faaliyetleri ise, Gülen sonrası yeni liderliğin benimseyeceği stratejiye bağlı olarak şekillenecektir. ABD ve Avrupa’daki FETÖ yapıları, Gülen’in ölümü sonrasında uluslararası kamuoyunda meşruiyetlerini kaybedebilir ve bu da örgütün dış destek bulma çabalarını zorlaştırabilir.
Fetullah Gülen’in ölümü, FETÖ için ciddi bir liderlik krizi yaratma potansiyeline sahiptir. Gülen’in karizması ve kişisel otoritesini devralabilecek güçlü bir liderin örgüt içinde bulunmaması, kolektif liderlik modeline geçişi zorunlu kılabilir. Ancak bu süreçte örgüt içi bölünmeler ve liderlik mücadelesi, FETÖ’nün gücünü önemli ölçüde zayıflatabilir.
Yeni liderin kim olacağı, örgütün stratejik yönelimlerini ve uluslararası alandaki varlığını doğrudan etkileyecek en önemli faktör olacaktır.
Cenazenin defin sürecinde yaşanan kriz, bölünme ihtimallerinide güçlendirmiştir.
Nokta atış yapmak elbette çok zor.
Lakin kimin lider olacağından çok örgütün genel eğiilimin ne yönde olacağı daha büyük önem arz etmektedir.