Bir ay boyunca ortalama olarak 13 saat boyunca hiçbir gıda ya da sıvının tüketilememesinin sindirim sistemine bazı etkileri olabileceğini vurgulayan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Zülfikar Polat, oruç dönemini bilinçli geçirmek büyük önem taşıdığını söyledi.İSTANBUL (İGFA) - Ramazan ayında tutulan oruç, vücuttaki pek çok hayati sistemde önemli değişikler meydana getirebiliyor. 

Mide ve bağırsaklar başta olmak üzere karaciğer ve pankreasın da bu sürede rahat edeceğini vurgulayan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Zülfikar Polat, “Bu artıların yanı sıra, günlük sıvı ihtiyacının karşılanamamasıyla dehidratasyon gibi bazı risklerden de bahsetmek gerekir. Aynı zamanda reflü, gastrit ve ülser gibi mide hastalarında açlık ile mide problemleri artış gösterebilir veya kronik hastalıkları olan kişiler ise almaları gereken ilaçları alamayacakları için şikayetleri şiddetlenebilir” dedi.

Konaklama Merkezi hastaların sıcak yuvası oldu Konaklama Merkezi hastaların sıcak yuvası oldu

REFLÜ HASTALARI ORUÇ KARARINI DOKTORA DANIŞMALI

Oruç tutarken genel sağlığın riske atılmaması ve özellikle bazı hasta gruplarının çok dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Zülfikar Polat, “Örneğin hamilelik sürecindeki anne adaylarının yetersiz beslenmesi bebeğin gelişimini olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle oruç tutacak gebelerin iftar ve sahur sofraları hem dengeli hem de zengin olmalıdır. Susuzluk nedeniyle ağır böbrek hastalarına da oruç tutmaları önerilmezken, hafif vakalara iftar ve sahurda bol su içmesi şartıyla izin verilebilir” dedi.

Gastrit, ülser, reflü ve kronik hastalıkları olan kişilerin doktor görüşü almadan kesinlikle oruç tutmamaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Zülfikar Polat, uzun süre aç kalmak, mide asidini artırarak ülser ve kanama gibi sorunlara neden olabileceğini, bu nedenle reflü hastalarının da bu dönemde yediklerine çok dikkat etmesi gerektiğinisöyledi.  Yapılan hatalardan birinin de sahurda tok tutması için yenilen ağır hamur işlerinden uzak durulması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Polat, “Reflü için en sakıncalı durum yemek yedikten sonra hemen yatmaktır. Çünkü yemek yedikten sonra yatma pozisyonuna geçilirse mide asidi yemek borusundan yukarıya doğru kaçabilir bu da çeşitli rahatsızlıklara yol açar. Kronik kabızlık çeken hastaların da çok dikkatli olması gerektiğini dile getiren Polat, “Bu hastalar yeterli su tüketimine ve lifli gıdalardan zengin yiyecekler seçmeye özen göstermeli. Ramazan ayını rahat atlatmak için iftarda zeytinyağlı bir sebze yemeği, sahurda ise bir kâse yoğurt içinde; kepek, yulaf, keten tohumu ve kayısı ya da erik kurusu tercih edebilirler” diye konuştu. 

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Zülfikar Polat, oruç tutmanın 8 faydasını ise şöyle sıraladı:

  • Oruç tutmak; vücudu, yağları enerji kaynağı olarak kullanmaya zorlar bu da yağ yakımını hızlandırır. Kan şekerini dengeleyerek insülini düşüren oruç aynı zamanda, kandaki yağ değerlerini de olması gereken seviyeye çeker. İnsülinin düşmesi sonucu kolesterol da kontrol altına alınır.
  • Oruç, insülin seviyesini düşürerek büyüme hormonlarının salgılanmasını da artırır.
  • Tüm bu faydaların yanında kilo kontrolüne de yardımcı olarak kalbi güçlendirir ve kalp hastalıkları riskini azaltabilir.
  • Oruç tutarken yemek yemeğe ayrılan süre kısıtlandığı için toplam kalori miktarı azalır ve kilo kaybı oluşur.
  • Oruç, vücuttaki enflamasyonu azaltıcı özelliğe sahiptir.
  • Oruç, vücudu dinlendirir ve hücrelerin yenilenmesini destekler bu da bağışıklık sistemini güçlendirir. 
  • Oruç tutmak manevi huzura katkı sağlayacağı için psikolojik olarak rahatlamayı destekler, stresi azaltır.
  • Açlık ve susuzluğa dayanmak kişisel iradeyi güçlendirerek daha sabırlı biri olmaya katkı sağlar.

Kaynak: İGF