Beni ilk günden beri takip edenler iç ve dış siyaseti iyi okuduğumu ve devlete olan sadakatimi iyi bilirler.

Sayın Devlet Bahçeli'nin konuşması üzerine detaylı bir değerlendirme yapmak istiyorum:

Gazze'de başlayan savaşın Lübnan'a sıçrayacağını ve bunun doğrudan bizim üzerimde de bir etki yapacağını öngörmüştüm.

Bir sonraki adım da Suriye yani sınırlarımız olacak. Bu artık bir ihtimal değil kesin ki devlet harekete geçti.

Dün de yazdım, bugün de yazıyorum, dün konuşan Devlet Bahçeli değil bizzat devletin kendisiydi.

Türkiye sınırdışı hamlelere girişmeden önce iç cepheyi güçlendirmek için bir adım atıldı. Ve bunun milliyetçi cepheden gelmesi herkesi ters köşe etti.

İsrail/ABD yıllardır sınırımıza yaptıkları yığınaklarla bugünlere hazırlanıyorlar. Siz de araştırıp kolayca görebilirsiniz,

YPG bayraklı hesapların hepsi aynı zamanda İsrail bayrağı da taşıyorlar.

Plan belli: Yarın İsrail/ABD sadece Türkiye'deki değil İran, Irak ve Suriye'deki bütün Kürtlere bir devlet vaadiyle "bizimle yürüyün" diyecek.

İşte burada Devlet Bahçeli'nin sözleri daha çok anlam kazanıyor: "Washington'dakiler sizi benden daha fazla sevemez. Brüksel'dekiler benden daha çok anlayamaz. Erbil'deki peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez." Devlet Bahçeli Kürtlere diyor ki "onların oyunlarına gelmeyin, onlar sizleri asla bizim gibi sevmeyecekler, sadece kullanacaklar, bu mücadelede yine birlikte yol yürüyelim".

Değerli takipçilerim,

Devlet Bahçeli çizgisinde, tabiri caizse yılların "kurt" siyasetçisinin bu sözleri söylemesi için devletin kritik bir aşamaya gelmiş olması gerekir.

Bu sözleri "oy, anayasa" gibi sığ bir bakış açısıyla ve sadece iç siyaset penceresinden okuyanlar büyük gaflet içerisindeler.

Zira olağan dışı açıklamalar, olağan dışı konjonktürlerde gelir.

Hepiniz terör elebaşı Öcalan'ın Meclis'te konuşma yapmaya davet edilmesine tepki gösteriyorsunuz ve haklısınız.

Yıllarımı PKK ve destekçilerine karşı mücadeleye ve gerçek kardeşliğe adamış biri olarak bu sözlerin ilk duyuşta şok edici olduğunu anlayabiliyorum. Ancak bu sözlerin Devlet Bahçeli gibi birinin ağzından çıkması olayın boyutunu değiştiriyor, farklı bir refleksle düşünmemize sebep oluyor.

MHP camiasını da iyi tanıyan biri olarak hepsinin vatanı için canını verecek kişiler olduğuna inancım tam.

Devlet Bey'in sahip olduğu istihbaratlara bizler sahip olmadığımız için buzdağının sadece görünen kısmına göre tepki veriyoruz.

Ancak ben gerçeğin o görünmeyen kısımda yattığını biliyorum. Bence ülkemize doğru şiddetli bir fırtına yaklaşıyordu.

Devlet Bahçeli bunu yumuşattı.

Şer odakları afalladı, birbirine girdi.

Yarın Türkiye'nin çok daha büyük hamlelerle bölgedeki bütün Kürtleri çatısı altında toplayabilecek adımlar bile atabileceğine inanıyorum.

Şu ana kadar hangi ülke/bölge halkına Washington veya Brüksel'den hayır geldi ki şimdi gelsin? İşte bugün Türkiye bu tarihi misyonu üstlenerek çok daha büyük adımlar atmaya hazırlanıyor.

Yıllarımı siyasete, uluslararası ilişkilere ve vatan müdafaasına adamış biri olarak benim değerlendirmem bu yönde.

Her yağmurdan sonra güneş doğar. Sabredin ve görün.