Eskiden Mhp'de ya da Milliyetçi-Ülkücü hareketin içinde yer alıp bugün ayrılıktan yana tavır koyan arkadaşlarımız Devlet Bahçeli'den öyle nefret ediyor ki,bu nefret, onların sağlıklı düşünmesini engelliyor. 

Düşüncelerini slogan atarak anlatıyorlar. Hiçbir ilerleme ve gelişme yok. Donuk kafalardan donuk fikirler çıkıyor.  

 Sorsan hepimiz Türk milliyetçisiyiz. Ama aramızda kavrama,yorumlama ve uygulama farkı var. Kitabi bilgi ile sahadaki uygulama aynı olmaz bunu anlamak lazım. Belki de bu ayrışmanın adını koyup farklı köşelere çekilmeliyiz. 

Nefret tehlikeli bir duygu..Nefretle baktığında hiçbir şey göründüğü gibi olmaz. Kabullenmek ve takdir etmek de zorlaşır. 

 Bizimle aynı düşünce sistemi içinde yetişen ve kendini Türk Milliyetçisi olarak nitelendiren bazı kişilere kalsa, milliyetçi düşünce sistemi bazı konulara çare olmasıyla ortaya çıkan ve kısa bir dönemi etkileyen geçici fikir sistemlerinden biri olarak kalırdı. 

Bahsettiğim kişilerin algısına göre milliyetçilik belirli kalıpların dışına çıkamaz. Bunlara göre yereldeki ve dünyadaki gelişmeler karşısında güncellenmesi ve yeni dünyaya intibak ettirilmesi düşünülemez bile. 

 En başa dönersek milliyetçiliğin anlamı ve kapsamı hususunda da ayrı düştüğümüz çok açık. Bize göre milliyetçilik;şahsi beklentilerin üstünde olup milletin ve devletin varlığı ve iyiliği için çalışmak, milletin refah düzeyini yükseltmek, milletler yarışında Türk milleti'ni yukarılara taşımak, bilimde, ilimde ve fende ilerlemek, insanca bir yaşamın temelini atmak, yol açmak ve yol göstermek ve bunların takibini yapmaktır. 

 Türk Milliyetçileri, bir şey milletin lehine gelişiyorsa ve Türklük bundan kazançlı çıkıyorsa onun karşısında olmaz. İlle de ben yapacağım demek milliyetçilik değil bencilliktir. Şahsiyetçiliği bencillikle karıştıranlar oluyor, muhakemesizliğin sonucudur bu.  

 Türkiye'deki ve dünyadaki gelişmeleri Ankara merkezli ve Türkçe okumak, analiz yapmak ve strateji belirlemek gerekir. Türk milliyetçileri ben küstüm oynamıyorum, ne haliniz varsa görün diyemez. Türk Milliyetçileri sadece elini değil gövdesini taşın altına koyar ve sonucunda da mükafat beklemez. 

Türk Milliyetçiliğinin ne olduğunu Orhun yazılarında taşa işledik, Atatürk ile uygulamaya koyduk. Tarihi yapanlar milleti değil de kendilerini düşünmüş olsalardı üzerine konuşacak bir şeyimiz olmazdı. 

 Milliyetçilerin şiarı; "Önce ülkem ve milletim sonra ben" olmalıdır. Aksini düşünenlerin milliyetçiliği bireyseldir ve kuşatıcı değildir. Yaptıkları analizler de çöptür. 

Amaca giderken bazen taktik bazen de stratejik hamleler yapılır. Bazı hamleler anlık, bazı hamleler de uzun dönemli faydalar sağlar. Bunun örneğini tarihte bir çok defa gördük. Kayıp vermiş gibi görünüp zafer kazanılan çok an olmuştur. Büyük kazançlar için ufak kayıplar verilebilir. Bazen stratejik bir tepeyi kaybedersin,düşman kazandım derken belirlediğin strateji ile zafere ulaşan sen olursun..Fikirler böyledir. Nehirler nasıl denize akıyorsa fikirler de akıntının karşısında duramaz, mutlaka yolunu bulur belirlediği istikamete gider. Kendini yenilemeyen,gelişime kapalı bir fikir olmaz. Bizim sosyete Türk milliyetçileri ne yazık ki bunu anlamıyor. İşleri güçleri slogan atmak. Fikrin kurucu babaları böyle olmasını istememiştir. 

 Geldiğimiz noktada bir yol ayrımı bekliyor bizi. Bunu engelleyemeyiz. Yol ayrımı yaşansın ki olduğumuz şeyin adını koyalım.