2024 ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi, Türk-Amerikan ilişkileri ve Ortadoğu’daki gelişmeler açısından çeşitli dinamiklerin yeniden gözden geçirilmesine neden olabilir. Trump'ın başkanlık döneminde izlediği dış politika yaklaşımları, Türkiye ile ABD arasında ekonomik, askeri ve diplomatik açılardan hem fırsatlar hem de zorluklar yaratmıştır. Trump’ın başkanlığının Türk-Amerikan ilişkilerine ve Ortadoğu’daki mevcut dengeye nasıl etkşleyeceği üzerine bir derğerlendirme yapacağım 

Türk-Amerikan İlişkilerinde Temel Gelişmeler

 Ekonomik İlişkiler

Trump’ın öncelikli ekonomi politikaları, genellikle “Önce Amerika” (America First) prensibi etrafında şekillenmiştir. Bu yaklaşım, Türkiye ile ABD arasındaki ticaret ve yatırımlarda yeni fırsatlar yaratabilse de aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı üzerinde baskı yaratma potansiyeli taşır. ABD’nin Türkiye’ye yönelik olası ticaret kısıtlamaları veya yaptırımları, Türk ekonomisini olumsuz etkileyebilir. Bununla birlikte, Türkiye’nin büyüyen savunma sanayii sektörü, Trump’ın Türkiye’yi bölgedeki önemli bir askeri ortak olarak kabul etmesi durumunda, ABD’den teknoloji transferleri ve ortak savunma projeleri ile desteklenebilir.

 Savunma ve Askeri İş Birliği

Trump yönetimi, Türkiye’nin savunma kabiliyetlerini artırmasına olumlu yaklaşabilir, ancak Türkiye’nin Rusya ile askeri iş birliği (örneğin S-400 hava savunma sistemi gibi) yine gündemde sorun yaratabilir. ABD’nin Türkiye’nin NATO üyeliğini sorgulama veya yaptırımlar uygulama gibi olasılıkları, bu askeri iş birliği çerçevesinde daha dikkatli adımlar atılmasını gerektirebilir. Trump’ın bölgedeki Amerikan askeri varlığını azaltma stratejisi, Türkiye'nin bölgedeki güvenlik sorumluluğunu artırabilir ve iki ülke arasında daha dengeli bir güvenlik iş birliği kurulmasına yol açabilir.

 Suriye ve Terörle Mücadele

Suriye, Türk-Amerikan ilişkilerinde kritik bir konu olarak öne çıkmaktadır. Trump’ın önceki başkanlık döneminde Suriye'deki Amerikan askerlerinin çekilme kararı, Türkiye'nin bölgede kendi güvenliğini sağlama yükümlülüğünü artırmıştı. Aynı politika devam ederse, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki terörle mücadele operasyonları sürecek, belki de daha fazla ABD desteği talep edebilecektir. Trump yönetiminin PYD/YPG’ye yönelik yaklaşımı da burada belirleyici olacaktır. Türkiye'nin terör örgütü olarak gördüğü bu gruplara yönelik ABD desteğinin azaltılması, iki ülke arasında iş birliğini güçlendirebilir.

 Ortadoğu'da Beklenen Gelişmeler

 İran’a Yönelik Politika

Trump'ın İran’a yönelik sert duruşunun yeniden gündeme gelmesi, Ortadoğu'da jeopolitik gerilimleri yeniden artırabilir. ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları sıkılaştırması, Türkiye gibi bölgedeki diğer ülkelerin ekonomik ve enerji tedarik zincirini etkileyebilir. Türkiye'nin İran ile yakın ticari bağları olduğundan, Trump yönetiminin İran’a yönelik tutumu, Türkiye’nin bölgedeki enerji politikalarını yeniden şekillendirebilir. Aynı zamanda, İran’ın güç kaybetmesi Türkiye'ye bölgede daha fazla nüfuz alanı bırakabilir.

İsrail ve Filistin Meselesi

Trump’ın İsrail'e verdiği destek ve Filistin sorunu konusundaki önceki tutumu, bu dönemde de devam edebilir. Trump yönetimi, Filistin meselesinde İsrail yanlısı bir politika izlemesi durumunda, Türkiye'nin Filistin halkına yönelik desteğini artırmasına yol açabilir. Bu durum, iki ülke arasında diplomatik gerginliğe neden olsa da Türkiye’nin bölgedeki liderlik pozisyonunu güçlendirme ihtimali de doğar.

Körfez Ülkeleriyle İş Birliği

Trump’ın Körfez ülkeleri ile kurduğu yakın ilişkiler, özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle Türkiye arasındaki rekabeti artırabilir. Trump, Körfez ülkelerine daha fazla silah satışına izin verirse bu durum, bölgedeki silahlanma yarışını tetikleyebilir ve Türkiye’nin güvenlik kaygılarını artırabilir. Ancak Trump’ın Körfez ülkeleri ile ticari ve askeri iş birliklerini teşvik etmesi, Türkiye'yi Körfez ülkeleri ile iş birliğini gözden geçirmeye yönlendirebilir.

Donald Trump’ın yeniden ABD başkanı seçilmesi, Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir sayfa açarken, bölgesel dengeleri de değiştirebilir. Türkiye, ABD’nin ekonomik ve askeri desteğini alarak bölgesel konularda daha bağımsız hareket edebilirken, aynı zamanda bazı zorluklarla karşı karşıya kalabilir. ABD'nin Ortadoğu politikasındaki değişimler, Türkiye'nin bölgedeki pozisyonunu ve politikalarını yeniden değerlendirmesini gerektirebilir. Bu bağlamda, Türk dış politikası ve ekonomik stratejileri, ABD’nin yeni dönem politikalarına uyum sağlayarak uzun vadeli çıkarlarını güvence altına almak için daha esnek ve çok yönlü bir yaklaşım geliştirmesi kaçınılmazdır.