28 Şubat Süreci, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde önemli bir kırılma noktasıdır ve vesayetçi yapıların toplum ve ekonomi üzerindeki etkilerini derinden hissettiren bir dönemdir.  

Vesayetçi sistemin en belirgin özelliği, askerin ve bürokrasinin sivil yönetime müdahalesidir. 28 Şubat süreci de bu müdahalenin en açık örneklerinden biridir. Sürecin başlangıcında, özellikle Refah Partisi’nin yükselmesi, askeri ve bürokratik elitlerin tepkisini çekmiş ve bu tepki, hükümete karşı doğrudan baskıların artmasına yol açmıştır. 28 Şubat’ın, Türkiye’de vesayetçi yapının sivil hükümet üzerindeki baskısının bir tezahürü olarak görülmesi, dönemin toplumsal yapısındaki derin çatlakları daha da belirgin hale getirmiştir. 1-9

Sosyolojik olarak, 28 Şubat, laiklik ve din arasındaki dengeyi yeniden kurma çabalarının bir parçasıydı. Ancak bu süreç, laiklik adına yapılan baskılarla, dinî kimliği ön plana çıkaran toplumsal kesimleri dışlamış ve toplumda büyük bir huzursuzluğa yol açmıştır. Başörtüsü yasağı, dini sembollerle ilgili kısıtlamalar ve özellikle İmam Hatip okullarına yönelik yapılan müdahaleler, halk arasında ciddi bir mağduriyet hissiyatı doğurmuş ve laik-dindar kutuplaşmasını derinleştirmiştir. Bu dönemdeki sosyal yapıdaki değişim, vesayetçi yönetim anlayışının halkın özgürlüklerini ne kadar sınırladığını gözler önüne sermektedir. 

Ekonomik açıdan ise, 28 Şubat dönemi Türkiye'nin iktisadi yapısını vesayetçi politikalardan uzaklaştırma noktasında önemli bir engel olmuştur. Özelleştirmeler, dış borçlar ve IMF ile yapılan anlaşmalar, ekonomik bağımsızlık konusunda Türkiye'nin adım atmasını zorlaştırmıştır. Ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve işsizlik oranları halkın günlük yaşamını doğrudan etkilemiş, toplumda ekonomik adaletsizlik ve eşitsizlik daha da derinleşmiştir. Vesayetçi yapının ekonomiyi yönlendirme biçimi, Türkiye’nin kalkınma süreçlerini engellemiş, dışa bağımlılığı artırmıştır. 2-9

28 Şubat’ın iktisadi ve sosyolojik etkileri, vesayetçi sistemin halkın iradesine müdahale etmesinin doğurduğu tahribatı net bir şekilde gözler önüne sermektedir. Bu dönemde, Türkiye’deki demokratikleşme mücadelesi, vesayetten kurtulmak ve halkın iradesini tam anlamıyla yansıtacak bir yönetim anlayışına ulaşmak amacıyla daha da zorlaşmıştır. Ancak bu süreç, aynı zamanda halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesinin güçlenmesine yol açmış ve Türkiye’deki demokratikleşme süreci, vesayetçi yapıya karşı verilen bir direnişin simgesi haline gelmiştir. 

28 Şubat Süreci, Türkiye'nin demokratikleşme yolunda önemli bir dönüm noktasıdır. Vesayetçi sistemin halkın iradesi üzerindeki baskıları, toplumsal kutuplaşma ve ekonomik çöküşle birlikte daha da belirginleşmiş ve Türkiye'nin demokratikleşme mücadelesi, bu dönemde daha fazla şekillenmiştir.  

3-528 Şubat’ın hem sosyolojik hem de iktisadi anlamda yarattığı kalıcı etkiler, Türkiye’nin vesayetçi yapıları aşarak demokrasiye doğru attığı adımların önemini ortaya koymaktadır. Bu süreç, Türkiye’nin demokrasiye giden yolunda bir yeniden doğuş ve özgürlük mücadelesi olarak hafızalarda yer etmiştir.