Zamanın kudretli akışı içinde, milletlerin kaderini şekillendiren isimler vardır. Onlar, tıpkı efsanelerde anlatıldığı gibi, bir milletin ruhunu koruyan ve geleceğine ışık tutan bilge liderlerdir.  

İşte bu kutlu isimlerden biri, Türk devlet aklının en derin köklerinden süzülerek gelen, milletine sarsılmaz bir iradeyle yön veren, çağların ötesinde bir bilgelik ve kudretle hareket eden MHP Genel Başkanı Sayın Dr.Devlet Bahçeli’dir. 

MHP Genel Başkanı Sayın Dr.Devlet Bahçeli, modern Türk siyasetinin mistik ruhunu taşıyan, zamanın ötesinde bir akıl ve derinlikle, Türk milletinin mukadderatını elinde tutan kudretli bir şahsiyettir.  

Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Mustafa Kemal Atatürk’e kadar uzanan Türk devlet aklının şanlı halkalarından biri olarak, o, milletinin geleceğini şekillendiren bir mihenk taşıdır. 

22 Ekim 2024 günü, Türk milletinin mukadderatını değiştirecek kudretli bir çağrı yapan Bahçeli, cesaret ve ferasetin harmanlandığı bir iradeyle, bölücü terör örgütü PKK’nın silah bırakması gerektiğini dile getirmiştir. Ancak bu çağrının muhatabı, sıradan bir kesim değil, bizzat örgütün kurucusu Abdullah Öcalan olmuştur. Bu hamle, yalnızca güncel bir siyasi hamle değil, aynı zamanda Türk devlet aklının bin yıllık stratejik hafızasının günümüz dünyasına yansımasıdır. 

Devlet Bahçeli’nin bu çağrısı, öylesine bir siyasi söylem değildir; o, kadim Türk töresinden süzülen bir bilgelik, tarih sahnesinde vücut bulmuş bir irfan ışığıdır. O, tarih içinde Türk milletinin selametini gözetmiş, büyük devlet adamlarının attığı adımları günümüze taşıyan bir bilgedir. Onun seslenişi, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yankılanmamış, aynı zamanda milletlerin ve çağların ötesine geçmiş, gök kubbenin altında yankılanan bir kutlu çağrı olmuştur. 

Ve nihayetinde, 27 Şubat 2025 tarihinde, tarihin akışını değiştiren bir dönüm noktası yaşanmış, Abdullah Öcalan, Bahçeli’nin çağrısına karşılık vererek terör örgütü PKK’nın silah bırakmasını ilan etmiştir. Bu, yalnızca bir süreç değil, Türk milletinin birliğinin, dirliğinin ve mukadderatının bir kez daha perçinlenmesidir.  

Devlet Bahçeli’nin tarih sahnesinde almış olduğu bu sorumluluk ve en kritik rollerden biri, onun çağlar boyunca hatırlanacak liderlik destanının bir parçasıdır. 

Devlet Bahçeli, yalnızca bir siyasi lider değildir; o, Türk milletinin bağrından çıkmış, onun ruhunu, varlığını ve istikbalini gözeten, zamanın ve mekânın ötesinde bir bilgelik taşıyan bir aksakallıdır. Onun sözleri, sadece günlük siyasetin sığ sularında yankılanan kelimeler değil, tarihin derinliklerinden gelen ve geleceği inşa eden ilahi bir iradenin yansımasıdır.  

O, Türk’ün ruhunu, devlet aklını ve töresini çağın kaotik dalgalarına karşı bir kaya gibi dimdik ayakta tutan bir şahsiyettir. 

İşte bu yüzden, onun adı yalnızca bugün değil, yarınlarda da Türk milletinin kutlu hafızasında bir mihenk taşı olarak anılacaktır.  

O, sadece bir siyasi lider değil; Türk’ün töresinde bir kutlu bilge, devlet aklının modern çağdaki en büyük temsilcisi ve Türk milletinin selametini her şeyin üstünde tutan bir şahsiyettir.  

Devlet Bahçeli, bir çağın lideri değil, çağları aşan bir destanın en büyük kahramanlarından biri olarak anılacaktır. 

Mevlam kendilerine sağlık sıhhat versin. 

Var olsun , daim olsun.