TÜSİAD’ın Son Açıklamaları: Eski Alışkanlıkların Nöbeti mi?
Türkiye’nin ekonomi ve siyaset sahnesinde yıllardır kendini “akıl hocası” konumuna yerleştirmeye çalışan TÜSİAD, yine sahnede! Malum, TÜSİAD ne zaman konuşsa, özünde bir nasihat değil, bir ayar verme çabası vardır. Son açıklamalarına bakınca da bu refleksin devam ettiğini görmek mümkün.
Ama burada soru şu: TÜSİAD’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumlarına, yargısına, hükümetine parmak sallayacak bir ahlaki ya da tarihi kredisi var mı?
TÜSİAD ve Vesayet Dönemleri: Eski Günlerin Hasreti mi?
TÜSİAD’ın, özellikle 90’lar ve 2000’lerin başlarında, ekonomik kararlar ve siyasi yönelimler üzerinde kurduğu etki malum. O dönemler, patronların hükümetleri belirlediği, Meclis’in iradesinin masa başı toplantılarla yönlendirildiği zamanlardı. Demokrasiye ve hukuka olan düşkünlükleri (!) o yıllarda pek de gözlemlenmezdi. Hükümetlerin IMF reçeteleriyle hizaya çekildiği, askeri vesayetin iş dünyasına doğrudan yön verdiği süreçlerde TÜSİAD’ın hiç sesi çıkmazdı. Bilakis, o düzenin bekçiliğini yaparlardı.
Şimdi ne oldu? Devletin kurumları, yargı bağımsızlığını ve milli iradeyi esas alan bir sistem kurmaya çalışıyor.
TÜSİAD’ın bundan rahatsızlığı, eski ayrıcalıklı konumunu kaybetmesinden mi kaynaklanıyor?
Yargıya Müdahale: Kendi Günahlarını Unutmak
Bugün, TÜSİAD yetkilileri yargı kararlarına yönelik eleştiriler yapıyor. Peki, geçmişte yargı tarafsızlığını kaybettiğinde neredeydiler?
28 Şubat sürecinde hukukun nasıl araçsallaştırıldığı, iş dünyasının siyasi iktidarı dizayn etmek için hangi kirli ittifaklara girdiği ortadayken, şimdi “yargı bağımsızlığı” nutukları atmak biraz komik kaçmıyor mu?
Yargının bağımsızlığını gerçekten önemseselerdi, hukukun geçmişte sermaye elitlerinin lehine nasıl eğilip büküldüğüne dair de iki kelam ederlerdi. Ama yok, onlar için hukuk ancak kendi çıkarlarına dokunulduğunda hatırlanacak bir kavram.
Hükümete Yol Göstermek: Aynaya Bakma Zamanı!
Bugün TÜSİAD, hükümetin ekonomi politikalarını ve siyasi yönelimlerini eleştiriyor. Peki, Türkiye ekonomisinin zorluklarında bu büyük sermaye gruplarının hiç mi suçu yok?
Yıllarca ülkeyi ithalat cennetine çeviren, yerli üretimi desteklemek yerine sıcak paraya bel bağlayan, kriz zamanlarında elini taşın altına koymak yerine döviz spekülasyonlarıyla kazanç sağlayan kimdi?
Türkiye’nin kalkınma politikalarını, sanayi hamlelerini, yerli üretim girişimlerini yıllarca baltalamış olan TÜSİAD, şimdi çıkıp "böyle yapmayın" diye ders verebilecek en son kurumdur.
Eski Düzen Bitti, Yeni Türkiye’ye Alışın!
TÜSİAD ve benzeri yapılar, Türkiye’nin artık eski kodlarla yönetilmeyeceğini kabullenmek zorunda. Hükümete akıl verme, yargıya yön çizme ve devlet kurumlarına ayar verme alışkanlıkları artık işlemiyor. Türkiye’nin kendi ekonomik ve siyasi bağımsızlığını sağlamlaştırma çabalarına bu kibirli tavırlarla direnmek, TÜSİAD’ın geçmişte olduğu gibi yanlış safta yer almasına yol açar.
Özetle, TÜSİAD’ın bugün yaptığı çıkışlar, eski günlere bir ağıttan ibaret.
Ama devran döndü. Ve Türkiye, patronların değil, milletin iradesiyle yol almaya devam edecek!